İzmir’de bir Benim Adım İzmir A.Ş markasıdır.
#İzmirde

Prof. Dr. Ercan’dan İzmir İçin Deprem Uyarısı!

28.11.2025
#izmirde

Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İzmir’de gevşek ve sulak zeminli bölgelerde yapılaşmanın büyük risk taşıdığını vurgulayarak güvenli gördüğü bölgeleri tek tek sıraladı; ovalardan evalınmaması gerektiğini yineledi.

İzmir’in deprem gerçeği bir kez daha bilim dünyasının gündeminde. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, kentte olası bir büyük depremin etkilerine karşı en güvenli yaşam alanlarını yeniden değerlendirdi. Uzun yıllardır İzmir üzerindeki sismik araştırmalarıyla bilinen Prof. Dr. Ercan, özellikle gevşek zeminli ve suya doygun alanlarda yapılaşmanın “adeta intihar” olduğunu söyleyerek vatandaşlara güçlü bir uyarıda bulundu. Ona göre sağlam kaya zeminli, dağlık ve yüksek bölgeler deprem açısından çok daha güvenli bir tablo sunuyor.

Prof. Dr. Ercan’ın güvenli gördüğü bölgeler arasında ilk sırayı Yamanlar Dağı alıyor. Uzman isim, bölgenin doğal yapısı gereği sarsıntıları en az büyüten sağlam bir zemin taşıdığını ifade ediyor. Bayraklı’nın Doğançay bölgesi de güvenli alanlar arasında sayılırken, Bornova’nın dağlık kesimleri—özellikle Atatürk Mahallesi ve Evka 4 gibi yüksek yamaçlar—dayanıklılık açısından güçlü konumda bulunuyor. Yeşilyurt, Buca’nın Şirinyer bölgesi, Gaziemir ile Balçova’nın dağlık bölümleri de güvenilir olarak değerlendiriliyor. Menemen’in sırtlarındaki dağlar ile Seferihisar, Urla ve Çeşme de Prof. Dr. Ercan’ın “güvenli” listesinde yer alan diğer ilçeler arasında.

Bu bölgelerin ortak özelliği, kaya zemin üzerine kurulu olmaları ve deprem dalgalarının büyümesini engelleyen jeolojik bir yapıya sahip olmaları. Prof. Dr. Ercan, “Deprem dalgaları gevşek zeminlerde büyür, kayalık zeminlerde ise sönümlenir” diyerek tercih edilmesi gereken bölgelerin neden daha güvenli olduğunu açıklıyor. İzmir gibi fay hatlarıyla çevrili bir kentte doğru lokasyon seçiminin hayati önem taşıdığına özellikle dikkat çekiyor.

Ancak uyarılar yalnızca güvenli bölgelerle sınırlı değil. Prof. Dr. Ercan, ovaların ve alüvyonlu gevşek toprakların depremin etkisini 3 ila 5 kat artırabileceğini bir kez daha hatırlatıyor. Bu tür yerleşim yerlerinde, sarsıntıların büyümesi nedeniyle yıkım riskinin çok daha yüksek olduğunu ifade eden uzman, “Bu bölgelerde ev almak ya da kiralamak uzun vadede büyük bir tehlike barındırır” diyerek vatandaşları ciddi biçimde uyarıyor. Özellikle Konak, Bayraklı’nın bazı kesimleri, Mavişehir ve çevresindeki ovalar gibi riskli bölgeler dikkatle değerlendirilmesi gereken alanlar arasında bulunuyor.

Prof. Dr. Ercan, ev arayışındaki vatandaşların mutlaka “Yer-Yapı Güvenlik Belgesi” talep etmeleri gerektiğini söylüyor. Bu belgenin yapının zemin durumu, taşıyıcı sistem güvenliği ve olası deprem davranışına ilişkin bilimsel veriler içerdiğini belirterek, riskli rapor verilen binalardan kesinlikle uzak durulması gerektiğini vurguluyor. Ona göre depreme karşı en etkili korunma yöntemi; doğru zemin, doğru yapı ve doğru mühendislik.

İzmir’de deprem bilinci yıllardır gündemde olsa da Prof. Dr. Ercan’ın uyarıları, şehirleşmenin hızlandığı son dönemde yeniden önem kazandı. Uzmanlar, vatandaşların yalnızca daire değil; “zemin güvenliği” satın aldığını unutmaması gerektiğini belirtiyor. İzmir’in farklı noktalarında risk ve güvenlik arasındaki bu belirgin fark, özellikle ev sahibi olmak isteyenler için kritik bir yol haritası niteliği taşıyor.

Kentteki deprem hazırlıklarının güçlenmesi ve bilinçli yapılaşmanın önem kazanması, uzmanların ortak beklentisi. Prof. Dr. Ercan’ın uyarıları ise hem yetkililere hem de vatandaşlara güçlü bir hatırlatma niteliği taşıyor: Doğru yerleşim seçimi hayat kurtarır.

BENZER YAZILAR